Çocuk
kitabı ciddi bir iştir
Edebiyat
yayıncılığı zor bir iş, hem maddi hem manevi anlamda. Çocuk
edebiyatı yayıncılığı çok daha zor, ciddiyet, profesyonellik
ve iş ahlâkı isteyen bir iş. Bunlardan herhangi birinin
eksikliğinin vereceği zarar ise büyük. Çocukların zorla değil
isteyerek, severek kitap okumasının hayalini kuran anne-babalar,
öğretmenler olarak onlara "doğru" kitabı almamız çok
önemli. Doğruyu bulmak ise her zaman kolay olmuyor.
Yayıncılık
seçkin bir sektör, okumuş etmiş insanın, yazarların çizerlerin
işi diye düşünmemek lazım. Sonuç olarak ticaret her zaman
ticarettir ve iş ahlâkı konusunda çok da iyi bir yerde
olmadığımız gayet açık. Evet, canlı bir sektör, genç nüfusun
da katkısıyla özellikle son on yılda hızla büyüyen bir sektör.
Bu büyümeye karşın denetlenmeyen ve suistimale açık bir sektör.
Bu
yazıda günümüz çocuk edebiyatından çok özellikle okulda
önerilen çocuk klasiklerinden, her çocuğun mutlaka okuması lazım
diye düşündüğümüz, unutamadığımız kült kitaplardan
bahsetmek istiyorum. Birbirin ardına açılan yayınevleri, basılan
binlerce kitap, aynı kitabın on farklı baskısı, kafası karışan
veliler, peki, hangisini, nasıl seçmeli?
Öncelikle
klasikler için şöyle bir problemimiz var: Bir yazarın ölümünün
üzerinden 70 yıl geçtiğinde telif hakkı ortadan kalkıyor. Bu
demektir ki o yazarın her eserini herhangi bir yayınevi kimseye
telif ödemeden yayımlayabiliyor. Bu kültür ve sanat tarihi
açısından yararlı ama bazı sakıncalar içeren bir kanun. Bu
sakıncaların en önemlisi önüne gelenin kitap basması
diyebiliriz. Özellikle bu konuda çok sıkıntı yaşanıyor.
Sıkıntı yaşamamak için doğru kitapları nasıl seçebileceğimize
dair aklıma gelenleri şöyle sıraladım:
1-
Okula giden bir çocuğunuz varsa ucundan kıyısından kitaplarla
ilgilenmelisiniz. Birçok gazete kitap eki veriyor, sömestr ve yaz
tatili öncesi bu ekler çocuk özel sayılarıyla çıkıyor. Orada
önerilen, yeni çıkan, tanıtılan kitaplara mutlaka göz atın,
beğendiklerinizi listeleyin.
2-
Bu göz atmalar sayesinde birazcık da olsa yayınevlerine aşina
olacaksınız. Hangi yayınevi neler basıyor, az da olsa
bileceksiniz demektir. Böylelikle tamamen tüccar mantığıyla
okullarla anlaşmak üzere kurulmuş dandik yayınevlerini tespit
edebilirsiniz. Adını hiç duymadığınız yayınevlerine şüpheyle
yaklaşın.
3-
Öğretmenlerin önerdiği kitapları da hemen almayın. Ben de bir
öğretmenim ve hiç kitap okumayan, özensizce ya da maddi çıkar
karşılığı kitap öneren öğretmenlerin varlığından da
maalesef haberdarım. Kitabı mutlaka araştırın, eğer belli bir
yayınevi belirtilmişse, o yayınevini araştırın. Artık bu tip
bilgileri bir tıkla bulabileceğimiz bir çağdayız. Örnek vermek
gerekirse, oğluma ortaokuldayken Tolstoy'un İnsan Neyle Yaşar adlı
kitabı ödev olarak verilmişti. Tolstoy öleli yıllar yıllar
olduğu için bu kitabı yirmi farklı yayınevinden bulabilirdiniz.
Biraz internet araştırması, birkaç kitapçı gezmesiyle kitabın
çok acayip versiyonları olduğunu keşfettim. Tolstoy'un daha
dindar olduğu bir dönemin kitabıdır bu ama bazı yayınevleri
kahramanları neredeyse bismillah'larla filan konuşturmuştu. Bu da
maalesef çok sık rastlanan sorunlardan biri. O nedenle en düzgün
bulduğumu, İş Bankası Yayınları edisyonunu almıştım.
4-
Aslında büyüklerin okuması gereken klasiklerin çocuklar için
kısaltılmış versiyonlarından uzak durmaya çalışın. "Çocuklar
için Don Kişot" mesela. Cervantes'in yazdığı Don Quijote
modern romanın ilk örneğidir ve çocuklar için yazılmamıştır.
Çocuklar için bunca kitap varken onu kuşa çevirip, biçimini
içeriğini bozup çocuklara okutmanın ne mantığı var, bunca
yıldır anlayabilmiş değilim.
5-
Yabancı kitapların çevirmenine mutlaka bakın. Hatta çevirmeni
var mı diye bakın çünkü birçok düzenbaz yayınevi "derleyen"
ya da "düzenleyen" adı altında, farklı yayınevlerinden
kopyala-yapıştır biçiminde kolaj yaparak yayınlıyorlar
klasikleri. Yabancı dildeki bir kitabın çevirmeninin ve editörünün
olması gerekir.
6-
Çevirmeni de google'layın. Birkaç yorum sitesinde illaki adına
rastlarsınız. Yukarıda bahsettiğim düzenbaz çevirmenlerin
birçoğu ekşisözlük'te bu bilgileriyle yer alıyor mesela. Kötü
çevirmen okuru kitaptan soğutur, cümleler akmaz, kitap ilerlemez,
bir de bakmışsınız çocuğunuz kitap okumayı sevmediğini
düşünmeye başlamış. Aman!
7-
İyi çevirmen nerede olur? İşini hakkıyla yapan, insanlara
emeğinin karşılığını veren yayınevlerinde. Yine birçok küçük
yayınevi üniversite öğrencilerine çok ucuza çeviri yaptırıp,
deneyimsiz çocukların yaptığı kötü çevirileri piyasaya
salıyor. O nedenle klasikler konusunda kurumsal bir yayınevi olması
önemli.
8-
Bu bilgiler ışığında çocuk klasikleri için önerebileceğim
başlıca yayınevleri İş Bankası Kültür Yayınları, Yapı
Kredi Yayınları, Can Çocuk. Gerek kitap çeşidi, gerek çeviri ve
editoryal çalışması, gerekse kitaplara yansıtmadığı dini ve
siyasi görüşleriyle güvenebileceğimiz en kurumsal yayınevleri
bunlar. Bazen baskıları olmasa da Remzi Kitabevi, Arkadaş
Yayınları, yeni yeni çocuk klasiklerine başlayan Kırmızı
Kedi'nin kitapları da önerilebilir.
9-
Şunu da eklemek gerekiyor ki günümüzde çocuklar klasikleri
okumakta zorlanıyor, sıkılıyor, hatta bir süre sonra bırakıyor.
Çok zorlamayın. Klasik bir kitap okuyorsa yanında mutlaka
eğlenceli bir şeyler de okusun. Bu çocukların doğduğu çağla o
kitapların yazıldığı çağ birbirinden o kadar uzak ki! Yine de
emin olun, kitap okumanın hazzına varırsa elbet okuyacaktır.
10-
Son olarak, günümüz çocuk edebiyatı ayrı bir yazı konusu ama
Günışığı Kitaplığı ve Tudem'e sımsıkı sarılın,
bırakmayın, diyorum.
İyi
okumalar...
Banu
Yıldıran Genç
* Bu yazı blogcuanne.com'da yayınlanmıştır.