Savaşın gerçek
yüzü...
Ne okusam, ne okusam, diye dolanırken
önce kapağıyla çarptı beni Drago Jančar'ın Joyce'un
Öğrencisi adlı
kitabı. Bazı kitaplar okuru çağırır, nasıl bilmem ama tılsımlı
bir bağ oluşur arada, işte bu kitabı okudukça ben bu bağın
sıkı bir biçimde kurulduğunu hissettim.
Pek bildiğimiz bir edebiyat değil Sloven Edebiyatı, Slovenya da
pek bildiğimiz bir ülke değil zaten. Ama 90'lı yıllara dek büyük
savaşlar ve kopuşlar geçiren bu ülke de her ülke gibi birçok
acı, ölüm ve gözyaşı atlatmış. Drago Jančar, özellikle
savaş çığırtkanlığının yapıldığı bugünlerde, “neden
savaşmamalı” sorusuna yanıt olabilecek, tokat gibi çarpıcı
öyküler yazmış. Tarih derslerinde okuduğumuz Birinci, İkinci
Dünya Savaşlarının neden ve sonuçlarının ardında yatanları,
savaşın yaşandığı topraklarda geride kalanın ya da savaşanın
acısını ve hatta yüreğinin kurumasını, belki de
vicdansızlaşmasını bir insana anlatabilmenin en yetkin yolu
edebiyat. Bu kadar az okunan bir ülkede oluşumuzdan mı acaba, bu
denli kavgaya düşkün oluşumuz ve ders almayışımız, merak
ediyor insan...
Kitapta toplam 12 öykü bulunuyor. Joyce'un Öğrencisi başta
olmakla, okuru oldukça çarpan, bazen soluğunu kesen öyküler
bunların birçoğu.
Gerçek
bir bilgiden yola çıkarak kurgulanmış bir öykü Joyce'un
Öğrencisi.
Yazar öyküsünü madde madde yazarak başarılı bir
yabancılaştırma efekti kullanmış. Anlatılanların korkunçluğuna
ve vahşiliğine rağmen son derece soğukkanlı ve mesafeli bir
dille okuru şaşırtmayı da başarıyor aynı zamanda. “Bu
hikâye, emekli bir profesör ve hukuk fakültesi eski dekanı olan,
kalbi iyice zayıflamış yaşlı bir adamın, çılgınca haykırarak
sövgüler yağdıran bir güruh tarafından evinden sürüklenerek
çıkarılması ve bir el arabasına yüklenmesiyle son bulacaktır.”
diye, bir iş akti resmiliğinde başlayan öykü; Slovenya'nın
resmi tarihini, tam İkinci Dünya Savaşı sona erdi diye
sevinilirken, rejim değişikliğiyle devam eden linç kültürünü
anlatmakta. James Joyce ise düşünceleri yüzünden hiçbir
iktidara yaranamayan profesörün anılarında kalan nahif bir simge,
savaştan korkan bir öğretmen...
Bu
ilk öyküyü kitaba giriş kabul edersek eğer, yazarın bizi
olacaklara hafif hafif hazırladığını da kabullenebiliriz çünkü
ikinci öykü işkenceye dair anıları, üçüncü öykü savaş
suçlarını aktarırken dördüncü öykü olan Aethiopica,
Tekrarlanıyor,
gelmiş geçmiş en korkunç ve gerçekçi savaş öykülerinden biri
olmaya aday. Bir köyün topluca katledilmesinin anlatıldığı
öyküde, nedensiz vahşet oradan geçmekte olan askeri birliği de
şaşırtır. Öldürülenler, tüm köylüler ve hayvanlar,
tabancayla değil bıçaklarla, palalarla, kürek ya da tırmıklarla
parçalanmışlardır. Köyün tüm delikanlıları yan yana
yatırılmış ve boğazları kesilerek, kanları taslara akıtılarak
kurban edilmişlerdir. Köyde canlı kalan tek insan, boynu kesilmiş
ama daha ölmemiş sevgilisini sürükleye sürükleye eve çıkarmış
olan genç kadındır. Onun vahşiliği, çaresizliği, acısı,
içlerinde bulundukları savaşa ve şartlara rağmen askerleri de
etkiler. Yaşananlar askerlerden birine Heliodorus'un Aethiopica'sını
anımsatır. Mısırlı askerlerin Aethopica'sı mutlu sonla
biterken, 1945 yılının mayıs ayında, Slovenya dağlarında öyle
bir şansın olmadığını anlatıcı son derece doğal ve
soğukkanlı bir şekilde ifade eder. Bir an önce kızın ve
sevgilisinin acısına son verilmesinin, kesilip doğranmış bütün
hayvanların yiyecek olarak stoklanmak üzere götürülmesinin
gerekliliği, savaşın insanları duygulardan yoksun bir duruma
getirdiğinin en açık göstergesi.
Joyce'un Öğrencisi'ni
iki bölüme ayırmak mümkün olabilir, kitaptaki ilk yedi öykü
savaşa ve tarihe odaklanırken, son beş öykü ise daha çok ikili
ilişkilere odaklanmış. Ortak olan yön ise sıradanlaşan şiddet.
Drago Jančar, kadın erkek ilişkisinde yaşanan, bazen eyleme,
bazen söze dökülen, bazense havada sadece varlığını
hissettiren şiddeti anlatmakta da usta bir yazar. Özellikle Bozkır,
Anadolu'daki
X kasabasında yaşanmışçasına bizden bir öykü. Kadına çizilen
rol ve bu rolün dışına çıktığında başına gelebilecekler
olarak konusundan kabaca bahsedebileceğimiz öykü, kısa ve anlamlı
betimlemeleriyle de dikkat çekici.
Küçük ve değerli bir yayınevi olan Dedalus'a bu kitabı seçtiği,
Slovenya'da büyükelçilik yaparken Balkan Edebiyatıyla ilgilenip
çeviri yapmaya başlayan Sina Baydur'a da özenli çevirisi için
teşekkür etmek gerekiyor.
Banu Yıldıran
Drago
Jančar, Joyce'un
Öğrencisi, Dedalus
Kitap, 144 s.
* Bu yazı Notos'un Aralık 2012-Ocak 2013 sayısında yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder